Düşüş
Har Teatra
Bu oyun, Albert Camus’nun Düşüş romanından serbest esinle yazılmış, 1950’lerin sonu İstanbul’unda geçen ve vicdanın suskunluğunu sahnede sorgulayan tek kişilik bir anlatıdır.
Baş karakter Reşat Nezih Darcan, gecenin geç saatlerinde Galata’daki bir meyhanede — şık giyimi, ölçülü üslubu ve geçmişin karanlık sokaklarında dolanıp duran anılarıyla — seyircinin karşısına çıkar. Bir zamanlar “cumhuriyetin seçkin avukatı” olan bu adam, artık "geçmişiyle hesaplaşan" bir ‘tövbekâr yargıç’tır.
Ancak bu hesap yalnızca bireysel değildir; zira 6-7 Eylül Pogromu’na uzanan bir toplumsal hafızanın katmanı açılır; devletin “göz yumduğu” şiddet, kolektif inkârın diliyle iç içe geçer. Reşat Nezih, şahit olduğu bir âna sessiz kaldığı geceden, bir toplumun suskunlukla örttüğü suça kadar pek çok eşiği anlatırken söyledikleri, inkârın gerisinde kalan hafızayı zorlamaya başlar.
Duyulmayan sözler, bastırılmış suçlar ve süslenmiş inkârlar dile gelir. Bazı sessizlikler zamanla itirafa dönüşür; ama yine de esas gerçeği açık etmez. Reşat Nezih seyirciyle konuşur; ama asıl anlam, söylediklerinde değil, söyledikleriyle neyi örttüğündedir.














